Dergi Detay

Dergi Resmi

Olağan Şiir (6. Sayı)

Editörden
 

Şimdiye dek hazırladığımız genç şair dosyalarında eleştirel, metni
merkeze alan, bütünü yakalamaya çalışırken detayları
da ihmal etmeyen bir tutumu benimsedik. Temelsiz
güzellemelerin, şahsiyetleri hedef alan karalamaların
şiirimize hiçbir katkısı olmayacağı kanaatindeyiz;
metinlerimiz de bu kanaatin ilk elden yansımasıdır.
Açıkçası eleştirel tavrımızın yanlış algılanabileceği, metindışı
okumalarla yanıtlanabileceği yolunda şüphelerimiz
vardı başlangıçta; ancak gerek okumalarımızdan gerek
edebiyat çevrelerinden ve gerekse de hakkında dosya
hazırladığımız arkadaşlardan gelen tepkiler edebiyatı
önceleyen tutumumuzun olumlu karşılıklar bulduğunu
gösteriyor. Genç okur-yazar kuşağı, önceki kuşaklara göre
daha soğukkanlı, daha metin odaklı ve eleştiriye saygılı
bir duyarlığa sahip. Edebiyatımızın ve eleştirinin geleceği
adına olumlu işaretler bunlar. Genç kuşağı yerli yersiz
eleştirmekle tespit yapmış olamazsınız; fotoğrafın işinize
yansımayan kısımlarına da eğilmeniz gerekiyor.
2010 vs. derken unutmayalım; bir de yepyeni genç şairler
kuşağı geliyor, 2000 sonrasında doğmuş arkadaşlarımızın
metinlerine Olağan Şiir’de de yer veriyoruz. En gösterişli
apartmanın dikilmesi birkaç ay, iki kıtayı birbirine bağlayan
köprülerin inşası birkaç yıl sürüyor çağımızda; ama insanın
yetişmesi için gereken süre kısalmadı ve kısalmayacak.
İnsanın yetişmesi zordur, zamanın ve mekânın şartlarına
bağlı olmakla birlikte bu şartların dışında bir iradeyi de
gerekli kılar. Şiir özelinde konuşacaksak, şair en az bir 10
yılı ama dolu dolu bir 10 yılı geride bırakmadan kendisi
hakkında elle tutulur bir şeylerden bahsetmek güçtür.
Sürekli okumak, sürekli yazmak, imkân varsa sürekli
seyahat etmek ve sanatın diğer alanlarını da bir biçimde
takibe almak kolay değil. Genç arkadaşlarımızın bütün
bu entelektüel faaliyetleri disiplinli bir şekilde sürdürmesi
şart; ama bir yandan da sabretmek gerekiyor ki sürecin
en zor kısmı bu olmalı. Sabır, sadece sanatımızın geleceği
değil ahlakımızın sağlığı için de bir zorunluluk. Var güçle
mücadele etmenin günün sonunda başarıyı getireceğine
dair bir garanti yok; ama var güçle mücadele etmeden
–hak ve hukuk çizgisinden sapmadan elbette- başarıya
ulaşmak imkânsızdır.
Not: 4. sayımızda Elyesa Koytak ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide,
tasarım hatası yüzünden 26. sayfada Koytak’a ait olmayan
“Bir de şu var,” ve “Şunu unutmamak lazım;” şeklinde
başlayan paragraflar onun söyleşisine karışmıştır. Koytak’tan
ve okurlarımızdan özür dileriz.