Dergi Detay

Dergi Resmi

Olağan Şiir (37. Sayı)

Sunuş

Olağan Şiir’de bu ay şiir dili-düzyazı dili ayrımı üzerine bir dosya hazırladık, dosyada şiir diliyle düzyazı dili arasında mutlak bir ayrım var mıdır sorusunun peşine düşmeye çalıştık. Edebiyat kuramının çok tartıştığı bu konuya yeni yaklaşımlar getirebildiğimizi, en azından konunun diri kalması yolunda önemli bir adım attığımızı düşünüyoruz. Bazı modernistler şiirle düzyazı arasında mutlak bir iş bölümü varsayıp şiiri özel, düzyazıyı kamusal alanın dili kabul etmişlerdi. Hâlâ bu anlayışın bir devamcısı olarak şiirin toplumla ilişkisine muhalif bakanlarla karşılaşabiliyoruz, bu dogmayı da var gücümüzle edebiyat kuramlarının dışına itmeliyiz. Şiir ve şiir eleştirisinde büyük bir boşluk var. Genç arkadaşlarımız, üstelik kabiliyetlerine ikna olduğumuz arkadaşlarımız bu boşluğu yeterince değerlendirmiyorlar. Başka alanlarda da boşluklar var ama şiirdeki yetişmiş insan kaynağı eksikliği son dönemde daha da derinleşti. Siyasi krizler, ekonomik buhran, salgın ve asrın felaketi deprem ciddi anlamda her birimizi olumsuz etkiledi; ama hayat normalleşecekse yahut daha katlanılabilir hale gelecekse bunda edebiyat ve düşüncenin doğrudan payı olacak. Dolayısıyla Türk şiirine ve düşüncesine emek vermekle yükümlüyüz. İçi boş hayranlıkların -ki zaten çoğunlukla hayranlık içi boş bir şeydir- ve düşünsel hiçbir faydası bulunmayan nefretlerin ötesinde bir şiir iklimi istiyoruz, Olağan Şiir biraz da bu idealin peşinde çıkmaya devam ediyor. Gelecek sayımızda görüşmek üzere.

Aykut Nasip Kelebek