ŞAİR NECATİ

ŞAİR NECATİ

17/03/2024

“Levend oldunsa baş eğme Necâtî vaz’-ı destâra
Özün meydân-ı aşk içre şehîd eyle kefenden geç”

(Ey Necati! Denizvi asker olsan bile sarığın hükmüne boyun büküp başını eğme.
Sen özünü aşk meydanı içinde şehit eyle, kefenden geç.)

Türkçeyi aruza ustalıkla uygulayan, divan şiirinin köşe taşlarından şair Necati’yi vefatının senei devriyesinde rahmet ve hürmetle anıyoruz.

ŞAİR NECATİ (ö.1509)

Edirne’de Fâtih Sultan Mehmed’in ilk saltanat yıllarında (1444-1446) doğduğu tahmin edilmektedir. Asıl adı Îsâ’dır. Ailesi hakkında yeterli bilgi bulunmamakla birlikte çocukken Edirneli yaşlı bir hanım tarafından köle olarak alınıp sonradan evlât edinildiği ve yetişmesinde Sâilî adlı bir şairin katkısı olduğu bilinmektedir. Şiir ve nesir yazmaya yöneldiği gençlik yıllarında Edirne’den ayrılıp Kastamonu’ya gitti, orada hatla da ilgilendi. “Necâtî” mahlasıyla yazdığı şiirleriyle ününü duyurmaya başladı. “Döne döne” redifli gazelinin Bursa’da şair Ahmed Paşa’ya ulaşması ve beğenilmesi bu döneme rastlar. Şiirleriyle Fâtih’in dikkatini çekince İstanbul’a giderek divan kâtipliğiyle görevlendirildi ve sultan için kasideler yazdı. Fâtih’in vefatının ardından II. Bayezid’in takdirini kazanan Necâtî, Şehzade Abdullah Karaman sancağına tayin edilince onun divan kâtibi oldu. Üç yıl sonra şehzade âniden ölünce şairin görevi ve mutlu günlerinin de nihayete erdiği anlaşılmaktadır. İstanbul’da bulunduğu bu süre içinde başta padişah olmak üzere devlet erkânına, devrin diğer meşhur kişilerine kasideler sundu, yeni dostlar edindi. Bunlardan biri olan ve “Hâtemî” mahlasıyla şiirler de yazan Kazasker Müeyyedzâde Abdurrahman Çelebi’nin aracı olmasıyla, Sultan Bayezid diğer oğlu Şehzade Mahmud’u Manisa sancağına tayin ettiğinde şairi de nişancılık göreviyle şehzadenin yanında gönderdi, bundan sonra Necâtî “bey” olarak anıldı. Devrin ileri gelen bazı şairlerinin de bulunduğu Manisa’daki görevi uzun sürmedi ve Şehzade Mahmud da genç yaşta ölünce Necâtî bu şehzade için de bir mersiye yazarak tekrar İstanbul’a döndü. Yeni bir görev kabul etmeyip kendisine bağlanan bin akçe aylıkla Vefa semtindeki evinde ilim ve sanat sohbetleri düzenleyerek yaşamayı tercih etti. 25 Zilkade 914’te (17 Mart 1509) vefat etti. Şairin mezarı İstanbul Unkapanı’nda Manifaturacılar Çarşısı’nın inşası esnasında ortadan kalkmışsa da daha sonra çarşı ortasında yeniden ihya edilen Hızır Bey hazîresine bir mezar taşı diktirilmiştir.

Necâtî Bey’in günümüze ulaşan tek eseri divanıdır. Şair, divanını yakın dostu ve hâmisi Müeyyedzâde Abdurrahman Çelebi adına tertip etmiştir. 

Galeri