Olağan Şiir (23. Sayı)
Rabbimizin güzel kullarından birini, Sezai Karakoç’u ahirete
uğurladık. O büyük bir şairdi, Türkçenin hafızasına henüz
genç yaşlarında dahil olmayı başarmış ve ileri yaşlarına dek
büyük şiirler kaleme almaya devam etmişti. Onurlu bir düşünce
ve eylem adamıydı; prensiplerinden taviz vermedi ve dik duruşunu
son nefesine kadar korudu. Bizden biriydi; ekmeğini bölüşür, yemeğini
paylaşır, çayından kahvesinden ikram ederdi. Onun son dönemlerine yetişebildiğimiz,
meclisinde bulunabildiğimiz, sohbetlerine katılabildiğimiz
için talihliyiz; ama asıl işimiz belki de şimdi başlıyor. Sezai Karakoç ardında
onlarca kitap, dergilerde kalmış yüzlerce metin, dijital ortamda yüzlerce
konuşma bıraktı. Onun külliyatını her birimiz uzmanlık alanımıza göre bir
tarafından değerlendirmeli, zamana göre değişen yöntem ve okuma biçimleri
ışığında kritik etmeli ve bizden sonraki kuşaklara da onun hakkında
yapılmış emek ürünü çalışmalar bırakmalıyız. Bu hassasiyetle gelecek sayımızda
Sezai Karakoç’un şiiri ve poetikası hakkında bir dosya hazırlamayı
planlıyoruz. Katılmak isteyen arkadaşlarımıza şimdiden duyurmuş olalım.
Gönül Sezai Karakoç dosyasını bu sayıya yetiştirmek isterdi; takdir
edersiniz ki böylesine mühim bir işi aceleye getirmek doğru olmaz. Bu
sayımızda Orhan Veli hakkında hazırladığımız dosyayı sizlerle buluşturuyoruz.
Şairin daha ziyade meşhur “Garip poetikası”na odaklanmaya ve bu
poetikanın kaynaklarına inmeye çalıştık. Böylesi çok irdelenmiş isimlerin
metinleri hakkında yeni yaklaşımlarda bulunmak hiç şüphesiz kolay değil;
ama imkansız da değil. Dolayısıyla edebiyatımızın dönüm noktalarında yer
alan metinler üzerine eğilmeye devam edeceğiz.
Üstat Sezai Karakoç’a bir kez daha Allah’tan rahmet diliyor, kendisini
şükranla anıyoruz.