Dergi Detay

Dergi Resmi

Olağan Şiir (19. Sayı)

Edebiyatı algılayış biçimimizde birtakım çelişkiler mevcut: Mesela
sürekli bizde eleştiri türünün yokluğundan yakınılır ama birtakım
isimler, diyelim Mehmet Akif, Yahya Kemal, Tanpınar vs. hakkında bir
çalışma yapılacağı zaman da “Onun hakkında söylenmedik ne kaldı!” gibi içi
boş hükümlerde bulunulur. Şimdi, bizde eleştiri yoksa nasıl oluyor da birtakım
isimler üzerine söylenmesi gereken her şey söylenmiş oluyor, birtakım isimler
üzerine her şey söylendiyse neden eleştirimiz yok diye şikayet ediliyor. “Bizde
eleştiri yok” hükmünün genellemeciliği ve kötümserliğinden uzak durmamız
gerekiyor; çoğunluğu şair de olan değerli şiir eleştirmenlerimizin varlığını nasıl
inkar edebiliriz ki? Ama şiir eleştirisine emek vermeyi düşünen gençlerin
önünde geniş bakir alanlar bulunduğunu da hemen söyleyelim. Şiirimiz etrafında
yazılanların yekununa bakıp “yeni ne söyleyebilirim” karamsarlığına kapılmak
hiç de sağlıklı bir tavır olmaz. Yeter ki meselelere 2021’den, yani yaşadığımız
günün birikiminden bakmasını becerebilelim.
Şiirin kelimelerle değil fikirlerle yazılması gerektiğini savunuyoruz.
Bu anlamda kendimizi 19. yüzyıldan günümüze kadar bir şekilde etkilerini
sürdürmeyi, şiirimizde de kendisine her kuşakta taraftar toplamayı başarmış
Fransız sembolizminin karşısında konumlandırıyoruz. Şiirde müphemiyeti
değil açıklığı arıyoruz, sözlerimizi kıymeti kendinden menkul birtakım efsunlar
içerisine gizleme gereği duymuyoruz, tahkiyeden kaçmıyoruz, şiirin kendi
içerisinde başlayıp biten bir iş olduğu tezine hiç ama hiç katılmıyoruz.
Son olarak: Sosyal medya sağlıklı tartışmalar için hiç de uygun bir
zemin değil, gerçekte son derece aklı selim görünen insanların bile bu mecralarda
bir canavara dönüşebildiğine tanıklık edebiliyoruz. Edebiyat, tarih,
kültür vs. üzerine herhangi bir paylaşım bir anda bağlamından koparılarak saptırılabiliyor
ve ilgili paylaşım sahiplerinin “sosyal medya linci”ne uğraması yolunda
malzeme olarak kullanılabiliyor. İnsanları sorumsuzca hedef göstermek,
sonucu asla kestirilemeyecek olaylara yol açabilir. Sokaklardan sosyal medyaya
sıçrayan bu linç kültürüne prim vermeyelim.