Dergi Detay

Dergi Resmi

Olağan Şiir (16. Sayı)

Gerek İslamcı gerekse de sol yayınlarda yazan gençlerde ciddi bir kimlik
bunalımı gözlemleniyor, demeyeceğim; çünkü yeni gençler kimliksizliği
çok da dert etmiyor, daha çok “işimi yapar geçerim” pragmatistliğiyle
hareket ediyor. Bu, öyle kolayca geçiştirilebilecek bir mesele değil. Dün
“nasılsa su akar yatağını bulur” deyip hoşgördüğümüz 20’li yaşlardaki
gençler, bugün hâlâ yatağını bulamamış ve fakat ciddi imkanlar bulmuş
30’larındaki kimseler olarak birtakım kurumların başında yer alıyor.
Sonuç derseniz, süreç içerisinde söz konusu yöneticiler (!) kurumları
da kendileri gibi muğlak varlıklar haline getiriyor ve neticede ortalık
ne idüğü belirsiz yapılardan geçilmez hale geliyor. Tablo hazin yani.
İnsanların elbette kimlik bunalımı yaşama, bir yerlere savrulup savrulup
durma yahut kendince apolitik pozlar takınma hakkı vardır; ama belli
bir yaşı aşmış, belli bir kamusal nitelik kazanmış ve belli bir ideolojik
altyapısı olan kurumlar üzerinden meşruiyet sağlamış kimselerin öyle
bir hak talep etmesi hiç de şık ve etik olmaz. Dergi çıkarmak da
bütün bu fotoğraf içerisinde değerlendirilmelidir. Ermenistan’a karşı
maddi-manevi her şeyiyle Azerbaycan Türklerinin yanında olduğunu
söyleyemeyen; isteyen istediği yere “focus”lansın, ben Türkiye’nin
ve Müslümanların dertlerine odaklanıyorum diyemeyen bir dergi
çıkarmanın ne anlamı var ki?
Olağan Şiir ekibi olarak gelişmeler karşısında kayıtsız kalanlara da aşırılıklar
gösterenlere de belli bir mesafeden yaklaşıyor, ciddiyetinden ve yerli
yerince yiğitliğinden ödün vermeyenlerle yürümeye özen gösteriyor ve
şöyle şöyle eksiklerimiz / eksikleriniz var diyen samimi arkadaşlarımızı
şiirleriyle, eleştiri yazılarıyla ve en asıl da özverileriyle mutfağımıza davet
ediyoruz. Mutfak önemlidir, iyi bir şairin yetişmesi entelektüel faaliyetlere
girişmeksizin sadece edebiyat mahfillerinde zaman geçirmekle mümkün
olmaz; ama tamamen odasına kapanıp kitaplar devirmekle de mümkün
olmaz. Olağan Şiir’in sayfalarında sonuna dek hissettiğinizi umduğumuz
samimiyet ve sıcaklık, önemli ölçüde bu ikisi arasında kurduğumuz
dengeden kaynaklanıyor.
Bugünlerde bir başka heyecanımız daha var: Yunus Emre Özsaray öncülüğünde
hazırlanan Olağan Hikâye’nin ilk sayısı okur karşısına çıkıyor. 2000
sonrası Türk hikâyesinde sadece eserlerinin niteliğiyle değil ağırbaşlı
kişiliği, İslami bilinci ve zor zamanlarda sergilediği duruş sahibi tavırlarıyla
da edebiyat kamusunun saygısını kazanan Özsaray; oldukça güçlü bir
hikâye dergisini bizlerle buluşturmuş oldu. Olağan Şiir gibi Olağan
Hikâye’yi de çok seveceksiniz.