'Anayasa‘nın Dili' sempozyumu
Resmi Büyütmek İçin Tıklayın!
''Anayasa'nın Dili'' sempozyumunun sonuç bildirgesinde, yeni anayasanın; sade, anlaşılır, özlü ve yaşayan Türkçe ile kaleme alınması istendi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı, AK Parti İstanbul Milletvekili ve Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, düzenlediği basın toplantısında, derneklerinin önderliğinde ''Anayasanın Dili'' konulu bir sempozyum düzenlediklerini anımsattı.
Mevcut anayasanın, dil yönünden incelediğinde; kötü bir anayasa olduğu ve birçok yanlışın bulunduğunun görüldüğünü ifade eden Erdem, Anayasanın yazımında doğru, duru ve akıcı bir Türkçe kullanılmadığını söyledi.
Anayasada, yazım yanlışlarına, anlatım bozukluklarına, kavram tutarsızlıklarına, gereksiz kelime ve uzun cümlelere rastlandığını dile getiren Erdem, Türkçenin en güzel örneği, anayasa olması gerekirken, neredeyse Türkçe açısından, özürsüz tek bir maddesi bile olmadığını kaydetti.
Dil yanlışlarının yanında, mevcut Anayasa'nın mantık hataları ile de dolu olduğunu dile getiren Erdem, ''Anayasa'da toplam 1462 adet 've' bağlacı mevcuttur. Bunların yaklaşık 1000 tanesi gereksizdir. 'Ve' bağlaçları dahi gereksiz olarak kullanılmasaydı, anayasa 2 adet A4 ebadında metin anayasada bulunmamış olacaktı'' dedi.
Milletvekili yemin metninin başlı başına bir sorun teşkil ettiğini söyleyen Erdem, ''Milletvekilleri çoğu zaman yeminini yaparken, yanlış yapmakta, birçok yerde tekrar etmek durumunda kalmaktadırlar. Bu yeminin güzel ve sade bir dille yazılmadığının açık delili durumundadır'' diye konuştu.
Yeni anayasa çalışmalarının, Türkçenin, toplumda layık olduğu değeri bulması için bir fırsat, bir başlangıç olabileceğini anlatan Erdem, şunları söyledi: ''En önemli değerimiz Türkçe, değerini her şeyden önce, anayasada bulmalıdır. Anayasada, Türkçe hak ettiği yeri bulursa, toplumumuz da dilimize gereken değeri verir. Bu açıdan bakıldığında da anayasanın dili önemlidir.
Anayasa ile dil arasında ayrılmaz bir bağ da vardır. Dil, düşünceye aracılık eder. Anayasa ise fikir ve düşünce özgürlüğünü temin eder.
Dil, bir iletişim aracıdır. Anayasa ise toplumsal iletişimin sağlıklı yürütülmesini sağlar. Millet olarak, ilk defa, sivil bir anayasa yapma fırsatı yakaladık. Bu fırsatı iyi değerlendirmeliyiz. Her açıdan mükemmel bir metnin ortaya çıkmasına yardımcı olmalıyız.''
-sonuç bildirgesi-
Erdem, tertip komitesi adına sempozyum sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede şu önerilerde bulunuldu:
''Yeni anayasa; sade, anlaşılır, özlü ve toplumda genel kabul görmüş yaşayan Türkçe ile kaleme alınmalıdır.
Yeni anayasada; ama, ancak, lakin, fakat gibi bağlaçlara mümkün olduğunca yer verilmemelidir.
Yeni anayasada; farklı anlamlara gelecek kelimeler kullanılmamalı, gereksiz tekrarlara yer verilmemeli, mümkün olduğu kadar kısa bir metin olmalıdır.
Anayasa yazım komisyonunda, mutlaka dilciler ve edebiyatçılar da yer almalı ve yeni anayasa, bilim adamları ve edebiyatçılardan oluşan bir komisyonun denetiminden geçirilmelidir.
Yeni anayasada; Anayasaların özgürlüğünü sınırlayan ve anayasa maddelerini hapseden başlangıç bölümü olmamalıdır.
Herkesin zihnindeki karşılığı aynı olan kelime ve kavramların tercih edilmesi, otoritenin dayatması intibahını uyandırmayan bir dille ele alınması büyük önem arz etmektedir.
Yeni anayasanın lafzı ile ruhu ardasında bir tutarlılık olması bilim adamları ve edebiyatçılar olarak arzumuzdur.
TBMM'de bir Dil Komisyonu kurulmalı, bütün kanun tasarı ve teklifleri komisyonun denetiminden geçirilmelidir.''
T24