TÜRKÇENİN İMLASI SEMPOZYUMU CUMHURB...

TÜRKÇENİN İMLASI SEMPOZYUMU CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI YILMAZ’IN KONUŞMASI İLE SONA ERDİ

26/09/2025

           Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, "Dünyanın en iyi üniversitelerine sahip olabilir, en yüksek teknolojilerini üretebilirsiniz ama hiçbir insani değeri dikkate almadan katliamlar işliyorsanız, o sağladığınız ilerlemenin hiçbir anlamı da yoktur." dedi.

           İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi’nde 24 Eylül 2025 tarihinde başlayan ve Türkçenin imla kurallarının akademik ve kültürel bir perspektifle ele alındığı sempozyum, alanında uzman akademisyenleri ve araştırmacıları bir araya getirdi. Türkçenin imla ve yazım kurallarının; tarihi gelişimi ve güncel uygulamaları bağlamında ele alındığı sempozyumun kapanış merasimi, 26 Eylül 2025 tarihinde İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü’nde Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın katılımıyla gerçekleştirildi.

 

           Cevdet Yılmaz: “Dil, Zenginliği ve Coğrafi Derinliği ile Değer Kazanır”

           Yılmaz, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi, Uluslararası Balkan Üniversitesi ile Türkiye Dil ve Edebiyat Derneğince düzenlenen "Geçmişten Günümüze Türkçenin İmlası Uluslararası Sempozyumu"nun İstanbul Üniversitesi Rektörlük Binası'ndaki kapanış programında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dil konusuna oldukça önem verdiğini söyledi.

           Cumhurbaşkanı Yardımcımız Cevdet Yılmaz, 26 Eylül Türk Dil Bayramı’nı kutlayarak, dilin, düşüncenin sınırlarını ve derinliğini belirlediğini vurguladı. Geçmişle bugünü birbirine bağlayan dilin, kültür ve medeniyet açısından taşıdığı öneme dikkat çeken Yılmaz, dille aranın bozulmasının geçmişle bağın kopmasına ve kültürel etkilerin bugüne yeterince yansımamasına yol açabileceğini söyledi. Türkçenin hem resmi, hem ortak, hem de uluslararası bir dil olarak önemli işlevler üstlendiğini belirten Yılmaz, dilin, zenginliği ve coğrafi derinliği ile değer kazandığını ifade etti. Yılmaz, Türkçenin doğru ve etkili kullanımının TDK, üniversiteler, dernekler ve sivil toplum iş birliği ile sağlanabileceğini, dijitalleşme sürecinde de bu perspektifin büyük önem taşıdığını vurguladı. 

           Yılmaz, dilin medeniyet değerlerini taşıdığını kaydederek, "Dildeki bozulma aynı zamanda geçmişle ilişkinizin bozulması, tarihi birikiminizin bugüne güçlü bir şekilde yansımaması anlamına geliyor. Dilin içinde bir ruh var. Diller mekanik hadiseler değil, aynı zamanda içinde bir dünya görüşü barındırıyor. Onu koruyamadığınız zaman başkalarının dünyaya baktığı gibi bakmak durumunda kalıyorsunuz. Buna da kültür emperyalizmi diyorlar." şeklinde konuştu.Yılmaz, sempozyumun, Türkçenin köklü mirasını yeniden hatırlatan, bugünün meydan okumalarına karşı ortak iradeyi pekiştiren ve geleceğe daha güçlü bir Türkçe bırakma kararlılığını ortaya koyan önemli bir buluşma olduğunu dile getirdi.

           Türkçenin dünü, bugünü ve yarınının değerlendirildiği sempozyumun, dilin kültürel kimlikteki yerini daha da pekiştireceğine ve medeniyet vizyonuna katkı sunacağına dikkati çeken Yılmaz, yazılı örnekleri yüzyıllar öncesine dayanan Türkçenin dünyanın en kadim dillerinden olduğunu vurguladı.

           Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Türkçenin son derece kıymetli bir dil olduğunun altını çizerek, "Tarihi derinliği ve coğrafi genişliğiyle Türkçe bir yandan zengin bir söz varlığı ve ifade kabiliyetine erişmiş, diğer yandansa yazı dilinde doğal dönüşümler geçirmiştir. İmla, dil bayrağımız Türkçemizin anlaşılabilirliğini, birliğini ve kültürel hafızasını koruyan temel unsurdur." ifadelerini kullandı.

 

           "Modern medya, dili yozlaştıran değil, geliştiren bir ortam olmalı"

           Türk Dil Kurumunun, üniversitelerin, edebiyat fakültelerinin, sivil toplum kuruluşlarının imla konusunun üzerinde durması gerektiğine işaret eden Yılmaz, dilin adeta yaşayan bir varlık gibi olduğunu, çeşitli dönemlerde yeni özellikler de kazanabildiğini anlattı.

           Yılmaz, sosyal medyada yeni yaklaşımlar ve ifade biçimleri geliştiğini, emoji ve kısaltmalar kullanıldığını belirterek, "Bunların da çok iyi analiz edilmesi lazım. Sadece yabancı veya uluslararası birtakım yazılım sistemlerinin değil, Türkçemizin de bu dijital ortama uyumunu güçlendirici çalışmaların yapılmasında büyük fayda olduğuna inanıyorum. Türkçe, medeniyet dili, geçmişimizi barındıran bir dil ama aynı zamanda geleceğimiz. İyi ve sağlam bir şekilde geliştirdiğimizde, yeni teknolojilerle, medyalarla buluşturduğumuzda gelecek açısından da son derece etkili bir rol oynayacaktır." dedi.

           İlgili kurumların bir araya gelerek yeni bir imla kılavuzu hazırlanmasına ihtiyaç duyulup duyulmadığının tartışılması gerektiğini aktaran Yılmaz, dijital çağın gereklerini ve medeniyet değerlerini dikkate alarak yeni bir kılavuz hazırlanmasında fayda olacağını düşündüğünü bildirdi.

           Yılmaz, modern medyanın dili yozlaştıran değil geliştiren bir ortam olmasının önemini vurgulayarak, "Bu alanda çok sıkıntılı bir tablo olduğunu görüyoruz. Elbette ön safta olan insanlara da büyük görev düşüyor. Televizyondaki spikerlerden gazetedeki köşe yazarları ve edebiyat yazarlarına varıncaya kadar fiilen dili kullanan, geliştiren, ifadeyi ortaya koyan insanlara büyük sorumluluk düştüğünü ifade etmek istiyorum." diye konuştu.

 

           "Maalesef dünyada adaletli bir ortam olduğunu ifade edemeyiz"

           Türkçedeki gelişmenin öz güveni artırma ve medeniyet bilincini geliştirme noktasında çok kıymetli olduğunu düşündüğünü dile getiren Yılmaz, şunları kaydetti:

           "Maalesef dünyada adaletli bir ortam olduğunu ifade edemeyiz. Gazze'de yaşananlar bize bunu en güzel şekilde gösteriyor. Gazze'de yaşananlar, adalet kavramının içini boşaltıyor. Uluslararası hukukun, insani tüm değerlerin ayaklar altına alındığı bir görüntüyü hep birlikte izliyoruz. Bu görüntüler teknolojik ve ekonomik olarak en kalkınmış dediğimiz toplumların olduğu ortamda gerçekleşti. Demek ki mesele sadece teknik bir ilerleme, gelişmeyle hallolmuyor. Dünyanın en iyi üniversitelerine sahip olabilirsiniz, en yüksek teknolojilerini üretebilirsiniz ama hiçbir insani değeri dikkate almadan katliamlar, zulümler işliyorsanız o sağladığınız ilerlemenin hiçbir anlamı da yoktur. Biz, Türkiye Cumhuriyeti olarak şuna inanıyoruz, hem bu alanlarda ilerleyeceğiz hem de adaleti, ahlakı, erdemi, merhameti, hukuku yücelteceğiz. Mehmet Akif'in bahsettiği o 'tek kişi kalmış canavar' şeklinde bir medeniyet değil, gerçek anlamda bir medeniyeti inşa etmek için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz. Bu çabanın içinde de dil önemli bir unsur olarak yerini alacaktır."

 

           Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar: “Dil, Bir Milletin Hem Hafızası Hem de Kimliğidir”

           Konuşmasında dilin, bir milletin hem hafızası hem de kimliği olduğunu vurgulayan Rektörümüz Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, imla kurallarının sadece teknik bir mesele olmadığını, toplumsal ve kültürel açıdan büyük bir öneme sahip olduğunu ifade etti. Dil birliğinin ülkemizin gelecek vizyonuna ilerlerken son derece kritik bir konumda olduğunu kaydeden Rektörümüz; fakülteler, akademik personel ve öğrencilerin dilin doğru kullanımını sahiplenmesi gerektiğini, bu bilinçle üniversite içinde ve eğitim süreçlerinde dilin korunması ve doğru kullanımının aktif olarak desteklenmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, müfredattaki düzenlemelerin de bu hedef doğrultusunda önemli bir rol oynadığını vurgulayan Prof. Dr. Zülfikar, dijitalleşme ve bilgi işlem alanındaki çalışmaların da dilin doğru kullanımına katkı sağlayacak şekilde yürütülmesi gerektiğini ifade etti.

 

           Prof. Dr. Lütfi Sunar: “Türkçe, Bir Kültür ve Medeniyet Göstergesidir”

           Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar, Türkçenin yaşatılması ve canlı kalmasına yönelik yürüttükleri çalışmaları vurguladı. Uluslararası Balkan Üniversitesi olarak, Türkiye’nin Balkanlar’daki diplomasisine sağladıkları katkıya dikkat çeken Prof. Dr. Sunar, Türkiye’nin hedef ve amaçlarını desteklediklerini ve soydaş ile akrabalar arasında bu bilinci güçlendirme gayreti içinde olduklarını belirtti. Prof. Dr. Sunar, Türkçenin sadece bir iletişim aracı olmadığını, aynı zamanda bir kültür ve medeniyet göstergesi olduğunu da sözlerine ekledi.

 

           Ekrem Erdem: “Güçlü Bir Medeniyet, Güçlü Bir Dile İhtiyaç Duyar”

           Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Başkanı Ekrem Erdem ise toplumun kalkınmasının güçlü bir medeniyet dili ile mümkün olacağını vurguladı. Güçlü medeniyetlerin güçlü bir dile ihtiyaç duyduğunu belirten Erdem, ideolojik kalıplardan arındırılmış, sade ve anlaşılır bir dil inşa etmenin önemine dikkat çekti. İmla kurallarında fikir birliğine varılamamasının ve bazı işaretlerin toplumda kabul görmemesinin kafa karışıklığı yarattığını ifade eden Erdem, dilde çok fazla kural koymanın yasakçı bir yaklaşıma işaret ettiğini söyledi. Halk dilinin göz ardı edilmemesi ve geleneklerin korunarak modernize edilmesi gerektiğini vurgulayan Erdem, dilin bu anlayışla revize edilmesinin Türkiye Yüzyılı’na yapılacak en büyük hediyelerden biri olacağını ifade etti.

           Türkçenin güncel kullanımına ve kültürel mirasına dair önemli paylaşımların yapıldığı “Geçmişten Günümüze Türkçenin İmlası Sempozyumu”, kapanış oturumunun tamamlanmasının ardından sona erdi.

           Programa, İstanbul Valisi Davut Gül, İstanbul Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Osman Bülent Zülfikar, Uluslararası Balkan Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Lütfi Sunar, Türkiye Dil ve Edebiyat Derneği Genel Başkanı Ekrem Erdem, bazı fakültelerin dekanları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı.

           Kapanış konuşmalarının ardından rektörler Zülfikar ve Sunar ile Ekrem Erdem, günün anısına Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz'a hediye takdim etti.

           Sempozyum, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Galeri