Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (48. Sayı)

Değerli Okuyucularımız!

Hz. İsa’nın “İnsan sadece ekmekle yaşamaz” dediği rivayet edilir.

İster Hz. İsa söylemiş olsun, ister insanlığın ortak vicdanından

damıtılarak elde edilmiş bir hikmetli söz olsun, kast edilen

insanın sadece maddi bir dünyada bedeninin ihtiyaçlarını

karşılayarak yaşamakla yetinemeyeceğidir. İman, aşk, ahlak,

estetik, sanat, kültür gibi manevi ihtiyaçların ve bunların muhassalasından

ibaret olan medeniyet değerlerinin insan yaşamındaki önemi ancak böyle bir

sözle vurgulanabilirdi.

İbn Haldun da Mukaddime’sinde bütün maddi ve manevi medeniyet değerlerinin,

insanın temel yaşam ihtiyaçları karşılandıktan sonra artakalan

ekonomik kaynaklarla üretildiğini ifade eder. Bu demektir ki, insan önce ekmekle

yaşar; ama bununla yetinemez ve yaşamını garanti altına aldıktan hemen

sonra uğruna yaşamayı tercih ettiği manevi amaçlar için çalışıp didinir.

İman yaşamı anlamlandırma çabasıdır. Sanat, yaşamı güzelleştirme; ahlak

ise, yaşamı erdemle kucaklaştırma sanatıdır. Etik, estetik gibi Batılı kavramları

kullanmak yerine, kendi kültür ve medeniyetimizin kodlarını taşıyan sözcüklerle

özetleyecek olursak, bir toplumun her bakımdan var olup dünya ölçeğinde

hatırı sayılır bir ağırlığa sahip olabilmesi, dünya kültür ve medeniyet

havuzuna kendinden ne kadar değer katabildiğine, katabileceğine bağlıdır.

Milletimiz, açık ve kesin bir şekilde İslam kültür ve medeniyetinin şekillendirdiği

bir bütündür. Arızi ayrılıkların, kayda değmez ihtilafların ötesinde,

gücünü İslam’ın zamana, olaylara, eşyaya, ses ve renklere nüfuz eden, anlam

veren, istikamet tayin eden huzur ve manevi coşku ikliminden almaktadır.

İslam sadeliktir, elif gibi yalın; İslam samimiyettir, tek mekânlı camileri gibi

sıcacık; İslam güzelliktir, minareleri gibi zarif; İslam tevazudur, çoğu eserleri

gibi imzasız… İslam şefkat ve merhamettir, dünyanın bütün mazlum ve mağdurlarına

ilgi göstermeye yöneltecek kadar…

Tarihin belli bir noktasında travmatik bir kopuşla medeniyetimizin kodlarından

uzaklaşır gibi olduk. Hayır, ruhumuzu elleri arasına teslim ettiğimiz

yüce değer kaynağımız İslam’dan nasıl kopabilirdik, bu kopuşa nasıl razı olabilirdik?

Sonsuza kadar bağlı kalmaya söz verdiğimiz yüce değerlerimiz varlığımızın

da, kültür ve sanatımızın da ana kaynağı… Misak verdiğimiz gibi

sonsuza kadar bu değerlere bağlı kalacağız ve insanlığın dört gözle beklediği

manevi değerlere dönüş periyodunda elimizdeki birikimle bütün insanlığa yaşamaktan

zevk alacağı, huzur duyacağı manevi lezzetler sunacağız.

Sevgili Dil ve Edebiyat Dostları,

Bu sayımızda size; hayatın sadece siyaset ve ekonomiden [ekmekten] ibaret

olmadığını; meselelere kendi medeniyet perspektifimizden bakma refleksi

geliştirmemiz gerektiğini söyleyen çok değerli bir şair ve kültür adamımızla

yaptığımız söyleşiyi sunmaktan büyük mutluluk duyuyoruz. Hilmi Yavuz, salt

değerli bir şairimiz değil, kültür ve medeniyet meselelerimizle ilgili engin birikimini

her ortamda topluma sunma gayretini esirgemeyen bir aydınımızdır

da… Arkadaşlarımız dergimiz adına Sayın Yavuz’la bu meseleleri konuştu.

Bu arada; Mavera Özel Sayımızla ilgili yoğun beğeni mesajları aldığımızı; böylesine

önemli kültür hizmetlerini takdir eden okuyucu kitlesine sahip olmaktan

zevk ve onur duyduğumuzu özellikle belirtir, ilgi ve beğenilerinize teşekkür ederiz.

Bu ay da yine çeşitli şiir ve yazı türleriyle ilginizi çekeceğini umduğumuz

bir dergi hazırlamaya çalıştık. Bir kez daha hatırlatmamız gerekir ki, okuyucunun

desteği, eleştiri ve takdiri, bir derginin vazgeçilemez gıdasıdır. Bu

gıdadan bizi mahrum etmemeniz dileğiyle…

HüseyinALTUNTAŞ