Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (39. Sayı)

Değerli Okuyucularımız!


Karlı geçen uzun bir kışın ardından, bahar mevsimi
ürkek güneşiyle yavaşça giriverdi hayatımıza. Cahit
Sıtkı Tarancı’nın:
Esiyor tane tane yine beyaz bir rüzgâr…
Söyleyin, hangi kuşun kanatları yolundu?
Yine hangi ağaçtan döküldü bu yapraklar?
Yağan beyaz bir sükût, bir mahşerdir sanki kar!
dizeleriyle tasvir ettiği kış yağışları bazen uğultulu, kederli,
beyaz bir rüzgâr şeklinde; bazen de sessiz, sakin ve
insanı kendinden alıp götüren bir neşe sağanağı hâlinde döküldü
gökyüzünden… Geçmişe yönelik dileğim, okuyucularımızın sosyal hareketliliklerinin
azaldığı o vakitleri okumak, yazmak, araştırmak, elde ettiklerini dostlarıyla
paylaşmak gibi dil ve edebiyat dostu işlerle geçirmiş olmaları…
Biz de dergi ekibiniz olarak kar yağışlarının ilham ettiği benzer duygularla hareket
edip önünüze yine dolu dolu, rahat ve kolay okunan bir dergi getirme çabası
içinde olduk. Takvimlere bakıp da geldiğinden henüz çok da emin olamadığımız
bahar mevsiminin bu ilk günlerinde, öncelikli arzumuz tüm okuyucularımızın bundan
sonraki sayılarımızda bizimle çok daha sıcak bir iletişime geçmeleri… Şimdilik
bu kadarını paylaşmakla yetinmek durumunda olduğumuz yeni proje ve atılımlarımızın
başarıyla gerçekleşmesi, bütünüyle bu karşılıklı iletişimin sağlanmasına,
devam ettirilmesine bağlı...
Sevgili Dil ve Edebiyat Dostları!
Gelecek sayımızda ele alacağımız “Yeni Anayasa’nın Dili” konusu, sadece hukukçularımızın
değil, Türk dili ve edebiyatı uzmanlarımızın da müdahil olmaları gereken
bir alana tekabül ediyor. Uzun yıllar Türkiye’nin ihtiyacını karşılayacak niteliklere
sahip olması gereken yeni anayasanın salt hukuk tekniği bakımından değil, aynı
zamanda dil bakımından da milletimizin kültür kodlarına uygun olması gerekiyor.
Temel insan haklarını merkeze alacak bir anayasa metninin bizzat kendi milletinin
dil zevkini ciddiye almaması, Türkçenin en yaygın, en zengin kelime dağarcığı ve
en sağlam, en zarif, en doğru ifade kalıplarıyla hazırlanmaması düşünülemez. Bu
nedenle gelecek sayımızın özellikle yoğun ilginize mazhar olacağını umuyoruz.
Bu sayımızda da yine çok güzel ve yararlı yazı dosyalarıyla beğenilerinizi kazanmaya
çalıştık. İlgiyle okuyacağınızı düşündüğümüz, edebiyat ve kültür dünyasını
polemikleriyle sarsan Ömer Lekesiz’le gerçekleşen söyleşimizi kapağımıza da
taşıdık. Prof. Dr. Hikmet Özdemir’in büyük musiki ustamız Mustafa Itrî’nin hayatı,
eserleri ve sanat anlayışı üzerine yazdığı makale de gerçekten okunmaya değer…
İlginizi çekeceğine inandığım yazılardan biri de, insanlığın ortak birikiminin önemli
temsilcilerinden Charles Dickens’in doğumunun 200’üncü yılı münasebetiyle ele
alındığı, Zafer Özdemir’e ait “C. Dickens ve Dünyası” başlıklı inceleme… Genç yazarlarımızdan
S. Merve İlbak “Modernleşmek mi, Batılılaşmak mı?” başlıklı yazısıyla
bu sayımızda Batı’nın kendi din ve kültürüyle çatışmaya girerek yeni bir düşünce
sistemi oluşturduğunu, bu sistemin daha sonra Müslüman ülkelerde de aynı etkiyi
yaptığını belirterek başlıkta kullandığı iki kavramı irdeliyor. Murat Öztürk’ün kaleme
aldığı “Yemen’de Bir Türk Köyü” adlı gezi yazısını da zevkle okuyacağınıza eminim.
Daha güzel bir dergide buluşmak umuduyla hepinize sağlıklı, mutlu, huzurlu
bir bahar dilerim. 

 

Hüseyin Altuntaş 

Editör