Dergi Detay

Dergi Resmi

Dil ve Edebiyat (153. Sayı)

ZAFER AYINI UĞURLARKEN
Üzeyir İlbak
 

Aziz ülke Türkiye’nin tarihinde ağustos ayının çok özel bir yeri
ve anlamı var. Malazgirt’le başlayan Anadolu’yu vatan kılma
mücadelesi, Osmanlı’nın tarihe iltica etmesiyle Anadolu’yu işgal
eden emperyalist güçlerin tamamı yine bir ağustos ayında
denize döküldü ve vatan, vatan olarak kaldı. Tarih boyunca
birilerinin iştahını kabartan Anadolu jeopolitiğinin kıymetinin şuuruna
varmadığımız sürece ülke hep acılarla ve vekalet savaşlarıyla meşgul
edilecek ve aziz ülkenin ayağa kalkmaması için birileri, başkaları için tetikçilik
yapmaya devam edecek. Bu savaşların yegâne malzemesi askerî
teçhizat dahi olmayacak. Olası savaşları önlemek için bu ayda her birimiz
tarihe yolculuk edip yolumuzu bulmaya ve istikamet tayin etmeye
çalışmalıyız. Yolumuz ve yolculuğumuz kime ve hangi ülkeye? Coğrafyası
ve devletiyle barışamayan bir nesil, hangi geleceği hangi değerlerle kuracak?
**
Yargılama Bitti
28 Şubat 1997. O tarihlerde yapılan seçimleri kazanan partinin
genel başkanı Başbakan Necmettin Erbakan ve Başbakan Yardımcısı
Tansu Çiller hükumetine karşı 28 Şubat 1997'de olağanüstü gündemle
toplanan Millî Güvenlik Kurulu, saatler süren toplantı sonunda Türkiye
Cumhuriyeti Hükümeti’ne yönelik ültimatom gibi bir bildiri yayımladı.
Demokrasiye, insan haklarına, inançlara, hukukun üstünlüğüne inanmayan
ve milletin güvenliğini sağlamak üzere milletin vergileriyle alınan
tankları Ankara-Sincan’da milleti tehdit amacıyla yürüten bir grup üniformalının
gerçekleştirdiği postmodern darbe. Manşetleri hatırlıyorum:
“Muhtıra Gibi Tavsiye/ Gerekirse Silah Bile Kullanırız/ Ordudan Dört
Uyarı”. Bu manşetleri desteklemek ve meşrulaştırmak için yaşadıkları
toplumun değerlerini hiçe sayan kentsoylu bir kesim de “Aydınlık için karanlık”
eylemlerine başladı. Evlerinin lambalarını söndürerek karanlıkta,
karanlık kalkışmaya destek verdiler.